Kalp Kateterizasyonu 1930 yıllarından beri insanlara uygulanan bir tanı yöntemidir. Bu yöntem 1953 yılından sonra bir iğne ile damar bölgesine girilmek sureti ile uygulanmaya başlamıştır.
Kateter laboratuvarı
Koroner anjiyografi, kalp damarlarının görüntülenmesi anlamına gelir. Kalp katerizasyonu ve koroner anjiyografi, bir tedavi değil tanı yöntemidir. Kalp boşluklarının ve koroner arterlerin kontrast madde verilmesi sırasında görüntülenmesi ve film çekilmesi , ayrıca kalp boşlukları içindeki basınç kayıtlarının alınması esasına dayanır. Bu amaçla hasta kateter laboratuvarına alınır. Laboratuvar ameliyathane benzeri cihazlarla donatılmıştır. Hasta anjiyografi masasına yatırılır. Steril bir ortam içinde hazırlıklar yapılır. Hafif bir rahatlatıcı verilir. Özel bir neden olmadıkça anesteziye gerek yoktur.
Anjiyografi için damar giriş yolları
Anjiyografi için birçok giriş yolu kullanılabilir. En yaygın olarak kullanılan yol kasık bölgesindeki atardamardır (femoral arter). Kol damarlarının daha ince olması ve kateter işleminin hekim açısından kolaylığı nedeni ile bacak damarı (femoral arter) daha sıklıkla bu amaçla kullanılmaktadır. El bileği atardamarı (radiyal arter) da günümüzde sık olarak kullanılmaya başlamıştır. Bunun dışında gerekli olan durumlarda koltuk altı (aksiler arter), dirsek iç bölgesi (brakiyal arter) gibi diğer yollar da kullanılabilir. Bu giriş yolu bölgesi lokal anestezi ile uyuşturularak hastanın ağrı duyması önlenir.
Bu amaçla ilgili arterin iğne ile ponksiyonu yapılır. Giriş bölgesindeki damar içine plastik bir kanül yerleştirilir. Bu kanül giriş yeri olarak kullanılır. Kanül içinden ince ve yumuşak yapılı kateterler ile kalp damarlarına ulaşılır. X ışını geçirmeyen bir ilaç (kontrast madde) verilerek damarlar görünür hale gelir. Hareketli filmleri alınarak kaydedilir ve incelenir. Dar bölge tespit edilir.
Daralmış damarın anjiyografi sırasındaki görünümü
Anjiyografi işlemi sonrası
Anjiyografi işlemi sonrasında kanül çıkartılarak bu bölgeye sıkı bir bandaj uygulanır. Bandajın yaklaşık 6 saat kadar kalması gereklidir. Bu süre içinde hasta hastanede gözlem altına tutulur. İşlemin sonucuna göre doktor uygun gördüğü zaman hastaneden taburcu edilir. Bu süre içinde tespit edilen sorunun tedavisi için plan yapılacaktır.
Anjiyografi komplikasyonları
Anjiyografi işlemleri sonrasında istenmeyen olayların ve komplikasyonların, deneyimli bir hastane, hekim ve ekip varlığında oldukça düşük ihtimalle görülmektedir. Komplikasyonların % 2 olasılıkla damar giriş bölgesinde kanama, morluk, şişme (hematom), damar bölgesinde balonlaşma (nadiren cerrahi girişim gerektirebilir), tansiyon düşmesi, ritim bozukluğu şeklinde olabileceği bilinmektedir. Ayrıca hava ya da pıhtı nedeni ile oluşabilecek embolik komplikasyonlar ve inme, aorta ve koroner damarların çeşitli seviyede hasarlanması % 0.2 civarında olabilir. Hayati risk %0.2 den azdır.
KORONER DAMARLARIN DİĞER İNCELEME YÖNTEMLERİ
IVUS (İntravasküler Ultrasonografi)
Damar içinin ultrason ile incelenmesi
İntravasküler ultrasonografi (IVUS); koroner arterlerin ultrasonografi yöntemi ile koroner damar içinde ilerletilen bir kateter yardımı ile görüntülenmesi yöntemidir. Bu yöntem, 90’lı yıllardan sonra yaygınlaşmıştır.
Koroner damar duvarını, tabakalarını ve darlık bölgesinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olduğu için, kısa süre içinde çok popüler bir tanısal yöntem olmuştur. Daha sonraki dönemde tedavi stratejisini de yönlendirdiği için yerini daha da sağlamlaştırmıştır.
IVUS yöntemi ile damar çapının gerçek boyutunu ve darlıkların yapısını daha iyi değerlendirmek, darlığa neden olan plağın yağ içeriğini ve damar duvarının kireçlenme derecesini incelemek, stent uygulamasının yeterli olup olmadığı, şüpheli bir damar bölgesindeki darlıkların değerlendirilmesi ve darlık olup olmadığından emin olunması amacı ile kullanılmaktadır.
OCT (Optik Koherens Tomografi)
Damar içinin OCT ile incelenmesi
Optik Koherens Tomografi (OCT), near infrared ışık ile koroner arterlerin çok hassas ve yüksek çözünürlüklü olarak görüntülenmesidir. IVUS tüm damar tabakalarını biraz daha düşük çözünürlükte gösterdiği halde, OCT daha yüksek netlikte ancak damar iç yüzeyinin daha yüzey tabakalarını çok net göstermektedir.
Pressure Wire (FFR) (Basınç ölçen tel ile değerlendirme)
Koroner arter anatomisi ve darlık morfolojisi kadar önemli bir başka bir parametre de dinamik ölçümlerdir. 1993-4 yıllarından itibaren giderek artış gösteren kullanımı koroner arter akımındaki değişikliklerin tedavi stratejisini önemli ölçüde etkileyebileceğini göstermiştir. Sayısal ölçümle girişim kararı verilen birçok lezyonun aslında dinamik olarak yeterli akım sağladığı görülmüştür. Aksine görsel olarak kritik görülmeyen birçok darlığın ise fonksiyonel olarak önemli olduğu anlaşılmıştır. Teknik olarak; lezyon sonrası akımın, lezyon öncesi akım ile oranı hesaplanarak karar vermemizi sağlar.